İlk kez ya da yeniden bir bebek sahibi olabilmek, ya da olamamak…

Kısırlık, bebek isteyene kadar, doktorlar dahil araştırmayı hiç kimsenin aklına getirmediği bir durum. Son zamanlarda çok az sayıdaki hastanın ortada bir bebek fikri yokken bile buna dair endişe taşıdığına tanık oluyoruz.

Üremeyi, eğitimle terbiye edilemeyen içgüdüsel bir yaklaşım olarak ta tarif edebiliriz. Bazı felsefi yaklaşımlara göre aşk, bunun için var.

Kadın ve erkeğin sağlıklı bir bebek elde etmesinin eskilerde sadece tek bir yolu vardı; cinsel birleşme. Ancak doğal yollarla bebek sahibi olunamıyorsa artık biraz daha karmaşık ama bilimsel olan farklı yollarla da bebek sahibi olunuyor.

Bebek istenen dönemde, bir yıl korunmaksızın ilişkiye rağmen gebelik elde edilememesi, ileri tetkik ve tedavi gerektirir.

Bilinen bir problemin varlığında ya da ileri yaşa sahip çiftlerde, süreyi daha da kısa tutuyoruz.

Kadının yaşı, gebelik söz konusu olduğunda erkeğinkinden daha etkili bir faktör.

Yaşadığımız dönemde tükettiğimiz bir çok katkılı yiyecek, sigara vb. alışkanlıklarımız ve fazla kilo gibi diğer durumlar da üreme performansı üzerindeki diğer olumsuz etkenler. Ama çaresiz değiliz..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir