Azoospermi, dölsuyu (meni) içinde hiç spermin bulunmaması durumunu ifade eder. Oligozoospermi ise, menide az miktarda sperm bulunması anlamına gelir. Bu iki durum arasında önemli farklar bulunmaktadır. Yumurtanın (oosit) döllenmesi için tek bir sperm hücresinin yeterli olması nedeniyle;
Oligozoospermiye sahip erkeklerde çeşitli yöntemlerle sperm bulunabilirken, azoospermik erkeklerin doğal yollarla gebe kalma şansı yoktur. Azoospermi, tüm erkeklerin yaklaşık %1’inde görülürken, kısırlık sorunu yaşayan çiftlerde bu oran %10-15 civarındadır.
Azoosperminin üç ana nedeni vardır:
- Hormonal nedenler (hipogonadotropik): Beyinden testislere uyarıcı mesajların iletilmemesi (bu nadir bir durumdur).
- Testislerde sperm üretiminin olmaması (non-obstrüktif azoospermi); bu en sık rastlanan durumdur.
- Testislerde sperm üretiminin mümkün olduğu ancak toplayıcı kanallarda (vas deferens) enfeksiyon, travma veya ameliyata bağlı tıkanıklık nedeniyle meniye ulaşamaması (obstrüktif azoospermi).
Obstrüktif azoospermi hastalarında sperm üretimi normaldir ve bu spermler, testisten cerrahi müdahalelerle (MESA, PESA, TESA, TESE) elde edilir. Cerrahi yöntemlerle sperm elde etme olasılığı şu şekildedir:
- Obstrüktif azoospermide %100,
- Non-obstrüktif azoospermide ise yaklaşık %60-70’tir.
Azoospermik erkeklerin muayenesi sırasında testis büyüklüğü ve toplayıcı kanalların (vas deferens) varlığı kontrol edilmelidir. Testislerin normalden küçük olması durumunda hormonal testler yapılır ve sorunun beyinden gelen uyarıcı hormon eksikliği veya testislerin kendisindeki yetersizlikten kaynaklanıp kaynaklanmadığı araştırılır. Hipergonadotropik hastalarda testis yetmezliği sebebini belirlerken, genetik testler de gerekebilir.
Azoospermik erkeklerde ayrıca toplayıcı kanalların (vas deferens) varlığı kontrol edilmelidir. Doğuştan iki taraflı kanal yokluğu olan hastalarda böbrek anomalileri riski nedeniyle ultrasonografi ile böbrekler de değerlendirilmelidir. Vas deferens yokluğu bulunan hastalarda kistik fibrozis hastalığına neden olan bir gen (CFTR) mutasyonu bulunabilir. Bu nedenle annenin de bu mutasyonu taşıyıp taşımadığına bakılmalıdır.
İnfertil (kısır) erkeklerde sık görülen kromozomal anormallikler genellikle cinsiyet kromozomuna (Klinefelter sendromu) bağlıdır. Önemli kromozomal anormallikler varsa, gebeliklerin düşük riskinin artabileceği ve çocuklarda kromozomal anormallik olasılığının artabileceği göz önüne alınır. Bu durumda preimplantasyon genetik tanı (PGD) önerilebilir.
Non-obstrüktif azoospermisi olan hastalarda, sperm üretimini etkileyebilecek Y kromozom mikrodelesyonları gibi kromozomal anormallikler olabilir. Bu mikrodelesyonlar, polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) ile tespit edilir. Y kromozomundaki AZFc mikrodelesyonu saptandığında, testis biyopsilerinde sperm bulma olasılığı vardır.